12 Eylül'ün gençlik üzerindeki tahribatı

12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 26 yıl geçti. ABD destekli bu faşist darbenin yarattığı ağır tahribat aradan çeyrek asır geçmesine rağmen bugün de ekonomide, siyasette ve eğitimde hala etkilerini sürdürmeye devam ediyor. Toplumun içine düştüğü bu ortaçağ karanlığında faşizm tüm vahşi yüzünü göstermiş, kendi gerici yöntemleriyle önüne çıkan her türlü direnişi ezip geçmiştir. Sonuç binlerce gözaltı, yıllarca süren hapis cezaları, yasaklar, ölümler ve insanlık dışı uygulamalardır.

12 Mart'ın devamı olan bu faşist darbenin gerçekte amacı emperyalistlerle işbirliği içinde bulunanların 24 Ocak Kararları'nın yolunu açmak ve bu sömürü düzeninin daha da sistemleştirilmesinin tasarısıydı.
Bugüne gelindiğinde 12 Eylül uygulamalarının ve onun yasa koyucularının yarattığı içine sindirilmiş, suskun bir halk ve belleğini yitirmiş milyonlarca genç bir nüfustur. Hemen her alanda ezilen, sömürülen, yasaklar içinde yaşamaya zorlanan gençlik bu yozlaşma içinde her geçen gün daha da köreltilmektedir. 12 Eylül'ün gençlik üzerinde yarattığı bu ağır tahribat toplumun geleceğini de karanlığa sürüklemiştir. Toplumun bilim yuvaları olarak nitelendirilen üniversitelerde eğitimin içi boşaltılmış, üniversiteler birer ticarethanelere dönüştürülmüştür. YÖK'ün baskıcı uygulamaları sonucu üniversiteler hapishanelere benzetilmektedir. Bu uygulamaların bilimle uyuşan hiçbir yanı yoktur. Sopayla eğitim vermek despot, hasta ruhlu sistemin işidir. İşçilerin yasal haklarını arayabildiği sendikaların patronların kontrolünde oluşu, birçok gerici, dinci örgütün her alanda bu kadar rahat ip atlaması vb. hepsi 12 Eylül zihniyetinin ürünüdür.
Bu sömürü düzeni daha ne kadar devam edecek? Baskı ve yasaklara hep böyle boyun mu eğeceğiz? Yaşananlara hep böyle suskun ve  seyirci mi kalacağız?
Değil tabi ki!
Biz gençlere düşen görev 12 Eylül zihniyetini yok etmek, onu kendi kokuşmuş zindanlarına; ait olduğu yere mahkum etmektir. Bu ancak mücadele etmekle, proletaryanın devrimci mücadelesinin safında yer almakla mümkündür.

Yeni Dünya Gençliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder