Kapitalizm var olduğu sürece hayatın her alanında işçiler-emekçiler sömürülmeye devam edecektir. Kapitalist sistemin tüm asalıklığı biz işçi ve emekçilere düşüyor. Dünyanın ufacık azınlığı burjuvazi ise bizlerin bölünmüşlüğünden dolayı bizleri yönetiyor ve sömürüyorlar. Ve bizler birleşip mücade etmediğimiz sürece de bu böyle devam edecektir.
Kuzey Kurdistan da yıllardır süren savaş bu topraklarda sürekli bir asker ihtiyacı doğurdu. Sadece 30 yıllık savaşta mı sözde halkın kendi kendini yönettiği cumhuriyet kurulduğundan bu yana asker ihtiyacı var oldu. Çünkü savaşlarda ön cephelerde ölüme sürülecek ilk kişiler işçi ve emekçi ailelerin çocuklarıdır. Kore savaşına, Dersim katliamına gönderilen askerler ve bugün süren savaşta sürekli ölen işçi ve emekçi ailelerin çocukları yani biz gençler...
Aylarca yok yere zamanımız gasp ediliyor. Ve askerde sömürülüyoruz. Ayağımıza bir bot, haki yeşil renkli kamuflaşlar ve aylarca ordan oraya emir komuta zinciri altında sömürülüyoruz. Kimi zaman savaşlarda ölüyor, masum halklara silah sıkma zorunda bırakılıyor, barış grubu altında başka ülkelerin işgaline zorla katılmak zorunda bırakılıyoruz.
İşçi ve emekçi ailelerin çocukları askerde en ağır şartlarda olurken, ölürken, ordan oraya koşturulren peki ya burjuva gençliği onlar yurt dışında veya Türkiye okuyor. Okumayanlar okullarını bitirmiş babadan miras sermayeyi işletiyor ve bizleri sömürüyorlar. Asker’e gittiklerinde de en rahat şartlarda yapıyorlar askerliklerini ya da “bedel” ödeyip bu işten kurtuluyorlar. Eşitsizlik her yerde olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor.
Bedelliye Bankalardan Özel Kredi
Bedelli yasası daha tam kesinleşmeden bankalar buna uygun kredi hesaplarına çoktan girdiler. Ve buna uygun bütçelerini de ayırdılar. Hesap ortada 30.000 TL karşılığında 30 yaşını doldurmuş askere gitmeyen herkes bundan faydalanabilecek. Fakat sadece parası olanlara!
Çok güzel görünüyor! Çünkü aylarca sömürülmektense bir ay askerlik yapıp gelmek en iyisi de para nerden bulunacak. Kalifiye bir işçinin aylık geliri 1000 TL asgari ücret zaten ortadadır. 30.000 TL kim bulupta gidip devletin eline verecek. Tabi ki burjuvazinin ya da “kıyıda köşede biriktidiğimi ya da zora girerim daha fazla bir kemer deliği daha sıkarım yeterki kurtulayım” diyenler. Olmayanlar ise “marş marş!”
Bankaların kredi hesapları bile yasanın ağırlıkta kimler için çıkartıldığı ortaya koyuyor. Kaba hesap yapalım 30.000 TL aylık faizi vb. 5 yılda toplam geri ödeme miktarı 45.000 TL civarında 60 ay aylık ödemesi 750 TL yani bir asgari ücret diyelim. Kalifiye bir işçinin maaşının 3/2’si oluyor. Kredinin ön şartıda aylık taksidinin en az 4 katı olmak zorunda yani 3.000 TL bu kaba hesap yasanın kim için çıkartıldığını gösteriyor.
Nereye Gidiyor Bu paralar
Burjuvazi sürekli olarak kendine rant sağlamayı bilir. Devlet daha önceden de bedelli askerlik yasasını çıkarmıştı. Sözde 17 Ağustos Depremi yaralarını sarmak içindi fakat bügün dahi Düzce’de ve depremzedelerin binlercesi bu paralardan faydalanamadı. Hatta deprem sonrası bir çok üründen deprem vergisi de alındı bugün Van depremi sonrası tekrar gündeme geldi bu vergiler ama paralar çoktan buhar olup uçmuş. Sözde bizlere yol, su, elektirik olarak geri dönmüş. Ama ortada olan bir şey yok!
Bugün devlet çıkaracağı yasayla milyonlarca lirayı ne yapacak halka mı dağıtacak, biz işçi ve emekçi gençlerin çıkarı için mi kullanacak ya da eğitime bütçe olarak mı kullacak. Hayır, tam tersi savaşa bütçe olarak kullanacak ve yapılacak yolsuzluklar ile kendi ceplerine indirecekler. Dün böyledi, bugün de böyle ve bu düzen sürdükçe böyle devam edecek.
Ne Yapmalı?
Bugün ne yapmalı? Askere gitmemeli mi ya da vijdani ret hakkımı olmalı? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bireylerin özgür düşünceleri doğrultusunda vijdani ret haklarını kullanabilirler bu en doğal insani olgudur. Fakat bugün o özgür ortam oluşmamıştır. O halde yapılması gereken askere bedel ödemeyerek giden gençler bu sorun bizim sorunumuz olduğuna göre bizlerin askere gidip askeriye yi kızıl ordu durumuna sokmak için örgütlenmeliyiz. Bugün bu çok büyük bir ütopya gibi gelebilir. Fakat yapılması gereken budur.
Askere gidip en ağır şartlarda çalışan bizlersek, cephelerde en önde emperyalizm ve uşakları için ölen bizlersek oraları kızıl üsler konumuna getirmeliyiz. Bu düzende biz insanca yaşamak haram! O zaman kendi sistemimizi kurmak için demokratik halk devrimi için örgütlenelim.
Burjuvazinin Askeri Değil Devrimin Askerleri Olalım!
Yeni Dünya Gençliği
27.11.2011
Kuzey Kurdistan da yıllardır süren savaş bu topraklarda sürekli bir asker ihtiyacı doğurdu. Sadece 30 yıllık savaşta mı sözde halkın kendi kendini yönettiği cumhuriyet kurulduğundan bu yana asker ihtiyacı var oldu. Çünkü savaşlarda ön cephelerde ölüme sürülecek ilk kişiler işçi ve emekçi ailelerin çocuklarıdır. Kore savaşına, Dersim katliamına gönderilen askerler ve bugün süren savaşta sürekli ölen işçi ve emekçi ailelerin çocukları yani biz gençler...
Aylarca yok yere zamanımız gasp ediliyor. Ve askerde sömürülüyoruz. Ayağımıza bir bot, haki yeşil renkli kamuflaşlar ve aylarca ordan oraya emir komuta zinciri altında sömürülüyoruz. Kimi zaman savaşlarda ölüyor, masum halklara silah sıkma zorunda bırakılıyor, barış grubu altında başka ülkelerin işgaline zorla katılmak zorunda bırakılıyoruz.
İşçi ve emekçi ailelerin çocukları askerde en ağır şartlarda olurken, ölürken, ordan oraya koşturulren peki ya burjuva gençliği onlar yurt dışında veya Türkiye okuyor. Okumayanlar okullarını bitirmiş babadan miras sermayeyi işletiyor ve bizleri sömürüyorlar. Asker’e gittiklerinde de en rahat şartlarda yapıyorlar askerliklerini ya da “bedel” ödeyip bu işten kurtuluyorlar. Eşitsizlik her yerde olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor.
Bedelliye Bankalardan Özel Kredi
Bedelli yasası daha tam kesinleşmeden bankalar buna uygun kredi hesaplarına çoktan girdiler. Ve buna uygun bütçelerini de ayırdılar. Hesap ortada 30.000 TL karşılığında 30 yaşını doldurmuş askere gitmeyen herkes bundan faydalanabilecek. Fakat sadece parası olanlara!
Çok güzel görünüyor! Çünkü aylarca sömürülmektense bir ay askerlik yapıp gelmek en iyisi de para nerden bulunacak. Kalifiye bir işçinin aylık geliri 1000 TL asgari ücret zaten ortadadır. 30.000 TL kim bulupta gidip devletin eline verecek. Tabi ki burjuvazinin ya da “kıyıda köşede biriktidiğimi ya da zora girerim daha fazla bir kemer deliği daha sıkarım yeterki kurtulayım” diyenler. Olmayanlar ise “marş marş!”
Bankaların kredi hesapları bile yasanın ağırlıkta kimler için çıkartıldığı ortaya koyuyor. Kaba hesap yapalım 30.000 TL aylık faizi vb. 5 yılda toplam geri ödeme miktarı 45.000 TL civarında 60 ay aylık ödemesi 750 TL yani bir asgari ücret diyelim. Kalifiye bir işçinin maaşının 3/2’si oluyor. Kredinin ön şartıda aylık taksidinin en az 4 katı olmak zorunda yani 3.000 TL bu kaba hesap yasanın kim için çıkartıldığını gösteriyor.
Nereye Gidiyor Bu paralar
Burjuvazi sürekli olarak kendine rant sağlamayı bilir. Devlet daha önceden de bedelli askerlik yasasını çıkarmıştı. Sözde 17 Ağustos Depremi yaralarını sarmak içindi fakat bügün dahi Düzce’de ve depremzedelerin binlercesi bu paralardan faydalanamadı. Hatta deprem sonrası bir çok üründen deprem vergisi de alındı bugün Van depremi sonrası tekrar gündeme geldi bu vergiler ama paralar çoktan buhar olup uçmuş. Sözde bizlere yol, su, elektirik olarak geri dönmüş. Ama ortada olan bir şey yok!
Bugün devlet çıkaracağı yasayla milyonlarca lirayı ne yapacak halka mı dağıtacak, biz işçi ve emekçi gençlerin çıkarı için mi kullanacak ya da eğitime bütçe olarak mı kullacak. Hayır, tam tersi savaşa bütçe olarak kullanacak ve yapılacak yolsuzluklar ile kendi ceplerine indirecekler. Dün böyledi, bugün de böyle ve bu düzen sürdükçe böyle devam edecek.
Ne Yapmalı?
Bugün ne yapmalı? Askere gitmemeli mi ya da vijdani ret hakkımı olmalı? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bireylerin özgür düşünceleri doğrultusunda vijdani ret haklarını kullanabilirler bu en doğal insani olgudur. Fakat bugün o özgür ortam oluşmamıştır. O halde yapılması gereken askere bedel ödemeyerek giden gençler bu sorun bizim sorunumuz olduğuna göre bizlerin askere gidip askeriye yi kızıl ordu durumuna sokmak için örgütlenmeliyiz. Bugün bu çok büyük bir ütopya gibi gelebilir. Fakat yapılması gereken budur.
Askere gidip en ağır şartlarda çalışan bizlersek, cephelerde en önde emperyalizm ve uşakları için ölen bizlersek oraları kızıl üsler konumuna getirmeliyiz. Bu düzende biz insanca yaşamak haram! O zaman kendi sistemimizi kurmak için demokratik halk devrimi için örgütlenelim.
Burjuvazinin Askeri Değil Devrimin Askerleri Olalım!
Yeni Dünya Gençliği
27.11.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder