Mihail İvanoviç Kalinin (1875-1949), yoksul bir köylü çocuğu olarak gözünü açtığı yaşamını, öğreniminden sonra, işçi olarak sürdürdü. Bu türden bir yaşam, O’nun ilerde öncü bir devrimci, Parti işçisi, önemli bir lider ve devlet adamı olarak yürüyeceği yolu çiziyordu. M.İ. Kalinin direnç ve güvenle girdiği bu yolda sonuna dek yürüyecekti.
Hapislik, sürgün, işkence ve yokluk çeken her devrimci gibi kalinin de bu yollardan geçti. Parti’siyle buluşmuş, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’ne katılmıştı.Kararlı ve donatımlı bir devrimci SBKP’ nin öncü liderlerinden ve Genç Sovyet Devleti’nin önemli kişiliklerinden biri olarak, V.İ.Lenin’in önerisiyle önce Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi Başkanı, 1936’da SSCB Anayasası kabul edildikten sonra, SSCB Üst Sovyet Delegesi ve ilk toplantıda Prezidyum Başkanlığına seçildi. 25 yıl Parti’nin ve görevinin başında kaldı.
M.İ.Kalinin, gençliğin siyasal eğitim sorununa özel önem vermiş, eğitim ve öğretimin amaç, araç, yöntem ve örgütlenme sorunları üzerine anılmaya değer katkı getirmiştir. Konuşmalarında ve yazılarında büyük bir içtenlik, yalınlık ve özveri vardır.
Komsomol Çalışmalarının Temelinde Örgütlülük
Ve Kültür Vardır
Moskova İli Kolhozların Komsomol Örgütleri Sekreterlerinin Danışma Kurulunda Verilen Söylev - 12 Temmuz 1945
Yoldaşlar! Ben yalnız bir sorun üzerinde duracağım. Siz Moskova bölgesi, başkent bölgesi öğrenim bakımından yüksek düzeyde olan bir bölgenin Komsomol örgütüsünüz. Moskova ilindeki Komsomolcuların, birliğimizdeki Komsomol müfrezeleri arasında en kültürlü olmalarının gerekliliği doğaldır. Sizin pratikte her gün gösterdiğiniz fedakarlık ve gayret, yurtseverlik nitelikleri Komsomol’un diğer müfrezelerine de özgüdür.Fakat başkent örgütünün diğerlerinden farklı olması, başkent özelliği taşıması gerekir. Denildiği gibi, başkent vatandaşında başkent kokusu vardır. O, taşralıdan biraz farklıdır. O, algılamalarının, içtenliklerinin vb. keskinliği ile farklıdır. Gerçekte siz başkent içinde değil, başka illerde yaşıyorsunuz, tarımda çalışıyorsunuz. Ama sizin yinede başkent ili örgütü olarak pek çok şeyde farklı olmanız gerekiyor.
Birliğimizin en kültürlü örgütlerinden biri olarak, şu anda sizin komsomol örgütünüzden ne istenmektedir? Sanırım ki, bu, örgütlülüktür. Popof yoldaş, köy ekonomisine çok fazla emek harcadığımızı söylemekte tümüyle haklıdır. Daha az emek harcamakla, şimdiki kadar değil, daha da büyük sonuçlar elde etmemiz gerekir. İşte, Komsomol’un önünde böyle bir görev durmaktadır.
Siz köy çevresinde de en kültürlü insanlarsınız, öğrenim gördünüz, yeni ve on yıllık okulları bitirdiniz. Eski Moskova eyaletinde gençliğin çok az bir bölümü orta öğrenim görmüştü. Sovyet düzeninde olduğu kadar, eski zamanlarda hiçbir zaman öğrenim uğrunda bu kadar araç kullanılmamıştır.
Ya öğrenim ne demektir? O, insanı disipline eder. İnsana her tür işe karşı özel bir yetenek kazandırır, örgütlü bir anlayışı geliştirip terbiye eder. Öğrenim görmeyen insan görevini mekanik olarak, alışkanlık gereği yapar; onun pek az işlenmiş planı vardır. Dedeleri nasıl çalıştıysa, o da öyle çalışır. Oysa şimdi durum dedelerimizin çalıştığı gibi değil, örgütlü olarak çalışmamız gerekir.
Örgütlülük ne demektir? Bu, örneğin ekim işinin eskiden olduğu gibi şaşkınlık içinde yapılması demek değildir. Horozlarla birlikte uyanılsın, güneş batarken yatılsın, herkes dili bir karış çıkmış olarak koşsun. Bu yoldan yürümekle de sonuçlar elde edileceğini kabul ediyorum. Belli zamanlarda buna da başvurulabileceğine itiraz etmiyorum. Fakat sizin göreviniz, köylerde ki kültürlü ve aydın grupların görevi, işi süratle iyi ve çoğaltarak yapmaktır. Telaşla yürümemesi için işi planlı yapmanız gerekmektedir. Eylemin bu alanında özellikle sizin örgütünüzün en önde bulunması, işe kültür katması zorunludur.
Ya işe, hatta hayata ve yaşayışa kültür katmak ne demektir? Bu, her davranışın sonuç vermesi demektir. Zavotta nasıl çalışıldığını biliyor musunuz? İnsan, tezgahın çevresinde ne denli telaş gösterirse, o oranda daha az ürün elde etmektedir. Bir de tersine, görünüşte herhangi bir kişi ancak kımıldanıyormuş gibi görünür, fakat işi inanılmayacak derecede ürer. Yararlı olmayan hiçbir gereksiz davranışta bulunmaz, bütün araçları, herşeyi yerli yerindedir. Bu durumda hiç yorulmadan kendisine gereken herşeyi yerinden alır ve yaptığı iş önemli sonuçlar verir.
Köyde tarımda ağzın köpürerek, sabah karanlığından akşam karanlığına dek çalışabilirsin. Fakat yine de sanki az çalışılmış gibidir. Bu doğru mu yoksa değil midir? Durmadan çalışırsın ve yapılacak iş hala çok görünür. Bu kuşkusuz ki, örgütsüzlüktendir. Demek ki iş yaparken, hatta diyebilirim ki, yaşamda bile örgütlülük alışkanlığını edinmeye çaba göstermemiz gerekmektedir.
Ya Komsomol çalışmalarında örgütlülük ne demektir? Bu, toplantılarda gereksiz çene çalmamak, bir sorun ortaya konduğunda onun üzerinde boş konuşmamak; görevi somut olarak fiilen halletmek ve işi sonuna dek götürmek demektir. Şunu göz önüne alın ki, örgütlü insan gibi örgütsüz insan da ajitasyonda, toplantıda, çay içmede yani, her şeyde kendini gösterir.
Kanımca, en kültürlü olması nedeniyle Moskova Komsomolu’nun gücü bu işe yetecektir. Eğer bu görevi o halledemezse, kim halledecektir? Sizde örgütlülük özellikle gereklidir. Çünkü siz tarımda çeşitli bitkilerle, sebzelerle, bahçıvanlıkla uğraşmaktasınız. Bunlar ise büyük emek istemektedir. Bunlar büyük emek gerektirmektedir. Burada da doğaldır ki, örgütsüz durumda hiçbir şey yapılamaz.
Ben bu konuyu Komsomol’un önüne koymuştum. Fakat ne toplantılarda, ne de konuşmalarınızda bunun sizi ilgilendirdiğine ilişkin hiçbir belirti görülmüyor. Oysa insanı biçimlendiren başlıca yer Komsomol’dur. Komsomol, eğer şöyle söylemem mümkünse, insanın bütün hayatı boyunca harcayacağı faaliyetin temelini atmaktadır. İşte bu nedenle Komsomol’un yönetici kadroları, eğer sizin örgütünüz, şu ya da bu örgüt, kolhoz ya da rayon örgütü, aktif insanlar, Sovyet devleti için çalışan yurtsever insanlar, tek kelimeyle iyi, fakat örgütçülük alışkanlığı olmayan, emeklerini ve yaşamlarını örgütlemeyi beceremeyen insanlar yetiştirirse, üzerinize büyük bir sorumluluk almış olacaksınız.
Bu nedenle Moskova Komsomol örgütünün dikkatini işin bu yanına çevireceğini ummama izin verin. Size bu konuda içtenlikle başarılar dilerim.
(Sürekli alkışlar, herkes ayağa kalkar: ‘‘Yaşasın Mihail İvanoviç Kalinin!’’, ‘‘Ura!’’ sesleri...)
Komsomolskaya Pravda
14 Temmuz 1945
(Kaynakça:“Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak”, Sorun Yayınları, Çeviren: Refik Sarı)14 Temmuz 1945
Kalinin’in 1945 yılında yapmış olduğu bu söylev bugün de geçerliliğini korumaktadır. Devrimci gençlik çalışmalarının olmazsa olmazı olan disiplin, eğitim ve örgütlülük bilinci bu söylevde verilmektedir. Sadece gençlik çalışmalarında değil, tüm devrimci çalışmalar içerisinde bu noktalar oldukça önemlidir. Devrimci insan, planlı çalışmayı, eğitimi ve disiplini elinden hiç bırakmamalıdır. Hayatını bu temeller üzerine kurmalıdır. Aksi halde, devrim mücadelesinde yararlı olması beklenemez.
Yeni bir dünya kurma mücadelesi veren bizlere çok iş düşmektedir.
Haydi iş başına!
Proletaryanın orak çekiçli kızıl bayrağına sarılmaya!
Yeni Dünya Gençliği
27/10/2007
27/10/2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder