Murat Seven (yaşı 23, 2 yıldır çalışıyor): Ben sendikaya ilk defa üye oluyorum. Burada çoğu arkadaş ilk defa üye oluyorlar. Sendika bizim için bütün haklarımızı savunan bir yer. Patrondan çok fazla bir şey istemedik. Bizi bir Eczacıbaşı düzeyine çıkar demedik. Çok makul şartlarda anlaşmak istedik ama bunu bile kabul etmediler. İki yıldır asgari ücretle çalışıyorum, çoğu insan asgari ücretle çalışıyor. Ev kiraları 400 milyon, biz alıyoruz 450-425 milyon maaş. Giyinmeyecek miyiz, içmeyecek miyiz?
YDG: Sendikalaşmaktan beklediğin şey ne, sadece maaşının artması mı?
MS: Maaşın artmasını ve daha fazla haklar istiyoruz. Çoğu firmada yakacak parası, kömür parası verirler, en azından Ramazan’da erzağını verirler, burada bunun gibi hiçbir hak yok. Burada sadece SSK ve yol-yemek var. Bir de bayramdan bayrama verirse bir kutu şeker verir. (Gülüşmeler)
YDG: Aranızda bir kaynaşmanın olduğunu görüyoruz, sendika mı sizi böyle kaynaştırdı?
MS: Yok daha önce de biz kaynaşmıştık, bunun sendikayla bir alakası yok. Biz sendikaya kendimiz gidip üye olduk
YDG: Yani işçiler her zaman kardeştir diyorsun.
MS: Evet öyle. İçerde de aynıydık, burada da, değişen bir şey yok.
YDG: Peki aranızda değişik siyasi yaklaşımlar yok mu, oylarınızı değişik partilere vermiyor musunuz?
MS: Veriyoruz, fakat bizim şu anda hiçbir partiyle işimiz yoktur. Sadece işimizle uğraşıyoruz. Biz ekmeğimizin peşindeyiz.
YDG: Sen sendikayı nasıl değerlendiriyorsun?
TT: Sendikamız iyi, güçlü bir sendikadır, bize desteği çok büyük. Allah razı olsun arkamızda sürekli. Her yönden destek veriyorlar. Yani bu iş olacak inşallah, Allahın izniyle.
YDG: Sizin mücadelenizle mi olacak yoksa Allahın izniyle mi olacak?
TT: İkisi de. Bizim mücadelemiz olmasa her işi Allaha bırakmamız olmaz.
YDG: Partilerle işimiz olmaz dediniz. Peki o halde işçiler bu düzende nasıl değişiklikler yapabilirler?
TT: İşçinin hakkını savunan, emeğin hakkını savunan partiler çıkması lazım, o zaman onlara destek veririz.
YDG: Yaşınız küçük olmasına karşın oldukça bilinçli olduğunuzu görüyorum, bu bilinci mücadele içinde mi edindiniz?
HK: Şimdi bilinçlenme şöyle olur. İşçilerde birlik-beraberlik olduğu sürece her şeyi koparabilir zaten. Önemli olan birlik-beraberliktir. Birlik beraberlik olduğu sürece hiçbir patron gelip sana bir şey yapamaz.
TT: Arkadaş söyledi patron buradan başladı buraya getirdi diye. Fabrika merdiven altından başlayıp bu hale gelirken bir de uzun yıllardır çalışan işçiler var, onlara sorun ne hale gelmişler, gittikçe batmışlar. Burada borçlarını ödeyemeyen işçiler var. Ama patron aldı başını gidiyor, şimdi de Avrupa’ya Amerika’ya çıkmayı düşünüyor.
YDG: Ailelerinizin tavrı nasıl?
MS: Sonuna kadar destek veriyorlar. Ülkemizde açlık sınırı belli aldığımız maaş belli. Kira verenimiz var, bir sürü borcu olan arkadaşımız var. Kimimiz düğün yaptık, kimimiz ev almaya kalkıştık, buraya güvenerek, burada maaşım yükselir diye, ama asgari ücretten bir gram yukarı çıkmadı. Çıkmayınca da herkes mağdur durumda kaldı.
MS: Bu arada Jandarma da bize destek veriyor şu an. (Bir Jandarma aracı geçiyor.)
YDG: Başka yerlerde vermiyorlar ama…
MS: Yola taşmadıkça, eylem yapmadıkça -bizim de zaten kimseyi dövüp kırmaya niyetimiz yok- karışmıyorlar.
YDG: Bunun patronun AKP yanlısı olmasıyla alakası olabilir mi acaba?
MS: Yok, sanmam.
23 Haziran 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder