Genç bir okur mektubu...

(Aşağıda bizlerden çok uzak ama yüreği hep yanımızda olan genç bir okurumuzun mektubunu sizlerle paylaşıyoruz. Sistem onu geçici bir süre fiziksel olarak bizden uzaklaştırsa da, bilincini ve yüreğini asla bizden alamayacaktır.)
Merhaba arkadaşlar,

Yeni bir yılın kapısını çaldığımız bu günlerde bütün Yeni Dünya Gençliği ve YDİ Çağrı okurlarının yeni yılını kutluyorum.
Geçen yılların biz devrimciler açısından değerlendirecek olursak zorlu olduğunu ancak bir o kadar da mücadeleye yeni yeni deneyimlerin kazandırıldığı görülebilir. Dünyada ve ülkede gelişmekte olan halk hareketleri ve özellikle de yoksul, işçi ve emekçi sınıfı içerisinde baş gösteren pozitif eylemler ve bununla birlikte kapitalizmin dayanılmaz bir hal alması artık yeni bir dünyayı gerekli kılmıştır. Anda kölelik düzeninin kabuğunu çatlatmaya dahi yetmeyen bu gelişmelerin, zamanla etkili bir güce dönüşmesi ise kaçınılmaz bir kaderdir.
Coğrafyamızdaki işçi ve emekçiler açısından iyileştirilmeye çalışılan ya da daha açık ifade etmek gerekirse egemenlerin kendi çıkarları uğruna artık yara haline gelmiş tartışma konularını gündeme getirmiş olmaları ve bazı entelektüel çevrelerin de buna ön ayak olmaları (Kürt sorununa yönelik devlet kanalının Kürtçe yayın yapması ve Ermeni katliamına ilişkin yürütülen imza kampanyaları) bu sorunların çözülmesi için atılmış bazı adımlar olarak görülebilir. Fakat bu buzlaşan dağın öte tarafını görmek için biraz tepeden bakmak gerekecek. Ne Kürt halkı için ve onun önde giden temsilcileri ne de Türkiye’de yoksulluk çekenler, önümüzdeki seçim saçmalığından hiç bir sonuç elde edemeyecektir. Ermeni ve Rum halkları üzerinde yaşanan tarihi haksızlıkları ve bugün de dahi varlığını değiştirmeden sürdüren milliyetçi baskıların kaldırılması için yeterli değildir. Bu sorunlar ne zaman ki acil gündem konuları şeklinde ele alınsa sorunların çözülmesi için çıkmaz yollar düşünülmekte ya da en iyi halde sistemin sürdürücüleri ile uzlaşma yolu tercih edilmektedir. Ve her nedense özgürlük ve demokrasi kavramları sadece makalelerde veya tartışma programlarında duyduğumuz kavramlar olarak kalmaktadır. Oysaki en basit anlamda sorunların devam etmesindeki nedenler es geçilmekte ve hatta tartışılmaz görülmektedir. Kapitalizmin ve onun yarattığı en vahşi yönetim biçimi olan faşizmin boyunduruğu altında olunduğudur sorunun sebebi ve bu dünya düzeninin bilinçli bir sınıf örgütlenmesi olmadan yıkılmayacağı, bu sorunların her defasında dönüp dolaşıp aynı yerde kalacağıdır.
Yaşananlar gösteriyor ki önümüzdeki 2009 yılı içerisinde de bu sorunların devam edeceği sonucu çıkmaktadır. Biliyoruz ki bizler ve özellikle yeni yeni ayakları üzerinde doğrulan genç devrimciler olarak bu sorunları tartışarak iyi değerlendirmeli ve doğru bir perspektif oluşturarak mücadeleyi hızlandırmalıyız. Eğer ki elle tutulur sonuçlar görmek istiyorsak önümüzden akıp giden zamanı mücadeleyle dolu geçirmemiz gerekir. Unutmayalım ki dostlar bu yaşamı bize reva görenler, bir dakika bile boş durmadan yeni yeni sömürü politikaları ve uygulamaları geliştirirken bizlerin keyfi ve boşa geçirecek bir zamanımızın olmadığını bilmeliyiz. Zor ama onurlu bir mücadele bizleri bütün çıplaklığıyla beklemektedir. Nerede ve ne şekilde olursak olalım yaşasın onurlu mücadelemiz.
Dostça selamlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder