“ÖSS Duvarını Yıkalım” Mitingi Yapıldı

7 Haziran Cumartesi günü ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı) ve diğer bütün eleme sınavlarına karşı gerçekleştirilen protesto mitingi birçok gençlik örgütü ve aralarında çeşitli sivil toplum örgütlerinin katılımıyla başladı. Bu yıl ikincisi olarak düzenlenen miting de ÖSS’nin işçileri, ezilen ulusları ve kadınları eleyen bir mekanizma olduğu vurgulanarak bu adaletsiz sınavların kaldırılması yönünde demokratik taleplerde dile getirildi. Bu demokratik taleplerle birlikte kapitalizmin iç yüzü de çeşitli sloganlarla teşhir edilmesi mitinge olumlu bir hava kattı. “Tersane öldürür, dersane süründürür” slognı altında da birleşen katılımcılar son yıllarda çok tartışılan ve çeşitli eylemlere yol açan tersane ölümleride öne çıkan diğer konular arasındaydı. Toplanma yerin de yapılan konuşmalar sonrasında müzik dinletisiyle birlikte miting bütün coşkusuyla son buldu. Son yıllarda eğitim sorununun bir parçası olarak gerçekleştirilen ÖSS Duvarını Yıkalım Mitingi bu sorunun çözümü açısından önemli ve ileri bir adım oldu.
Mitingi örgütleyen gençlik örgütleri arasında Yeni Dünya Gençliği olarak yer aldığımız ÖSS Duvarını yıkalım Mitingin de “ÖSS DUVARI GENÇ İŞÇİLERİN ELLERİYLE YIKILACAK” yazılı pankartlıya yerimizi aldık. 35 kadar genç aktivistimizle yürüdüğümüz kortejde (Kırıntıları değil dünyayı istiyoruz, yaşasın genç işçilerin örgütlü mücadelesi, işçi gençlik gelecek zafer bizim olacak, çekiç tutan eller kalemde tutacak, ÖSS Duvarını elbirliği ile yıkalım) şeklinde hazırladğımız dövizleri de taşıdık. Diğer gençlik örgütleri ve demokratik kurumlar dışında genç işçilerin öncelikli olarak sorunların merkezinde kaldığını tek dile getiren olmamız Yeni Dünya Gençliği olarak bizi diğer örgütlerden ayıran temel duruşumuz oldu. Ve bu konuda ki tavrımızı miting sonuna kadar sürdürdük.
Emep gençliğinin mitingi hiçe sayan olumsuz tavrı
Mitingin örgütleyicisi olarak da yer alan Emep Gençliği, Esenyurt Kolektifiyle birlikte yürüyen Proletaryanın Kurtuluşu isimli dergi çalışanlarına saldırması mitingin amacına gölge düşüren bir olay oldu. Emep Gençliği daha sonra bu saldırgan tavrını sahiplenerek devrimcilikle hiç uyuşmayan bir duruş sergiledi. Diğer katılımcı örgütlerin engellemelerine rağmen saldırganlığa devam eden Emep Gençliği çıkardığı kavga sonun da yürüyüş alanını terk etti.
Nedeni ne olursa olsun Emep Gençliğinin bu saldırgan tavrı, eylem birliğini hiçe sayması ve kendi cepesinden bu sekter girişimini haklı görmesi Yeni Dünya Gençliği olarak bizim de Emek Gençliğine karşı ciddi bir tavır almamızı gerekli kılıyor. Yaşanan bu provakasyona ilişkin katıldığımız son Eylem Komitesi toplantısında Emep Gençliğinin bu sekter ve E.K’ yı hiçe saymasını karşı devrimci bir hareket olarak değerlendiriyor. Ve devrimcilere yönelik nereden gelirse gelsin bütün saldırıları kınadığımızı söylüyoruz. Yaşana bu olay sonucun da Emep Gençliğinin ciddi bir öz eleştiri vermediği sürece kendileriyle hiçbir eylem birliği içinde olmayacağımızı ve bu tavrının devrimci kamuoyu önünde de teşhir edilmesi gerektiğini söyledik.
Miting öncesinde yapılan birçok toplantı ve mitingin örgütlenmesine ilişkin yürüttüğümüz çalışmalarda diğer farklı olumsuzlukların da tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.
Nedir peki bu tartışılması gereken konular?
Birincisi alınan görevlerin tam olarak yerine getirilmediğidir.
Miting izninin alınmasıyla ilgili birçok defa üzerinde durulmuş olsa da. Emep gençliğinin üzerlendiği bu görev yerine getirilmedi. Afişlerle ilgili görev alan Tüm-İGD'nin tasarlanan afiş de yer alan örgütleyici kurumların isimleri arasında Yeni Dünya Gençliği olarak bizim ismimizin silinmesinin de ne anlama geldiğinin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz ve ilk bir araya geleceğimiz toplantıda da bu konu üzerinde de konuşacağız. Miting alanın da kulanılan ses cihazlarının kiralanmasıyla ilgili ve afiş, bildiri ücretlerinin çeşitli odalar ve sendikalar tarafından “kesin” karşılanacağını söyleyen örgütleyici kurumların da miting gününde bu ücretleri sendika ve odaların karşılamadığını ve eylem gününe bırakılarak örgütleyici kurumlardan para alınmasının da bu mitingin ne kadar ciddiye alındığı üzerine konuşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Kuşkusuz bu sorun ve eksiklerde bizim de payımız olduğu söylenebilir ama biz bu sorunların en aza indirgenmesi ve eylem birliğinin güçlenmesi için tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Tartışılması gereken diğer konulardan biri de miting de apaçık ortaya çıkan ve birçok kez toplantılarda da tartışmaya neden olan olan mittingin içeriği ve propaganda çalışmaları oldu. ÖSS karşıtı eylemlerde bu sorunun başta işçi gençliği ve işçi aileleri ilgilendirdiğini çok defa öne çıkardığımız halde bir kaç kurum dışında bu sorunun saptırıldığını ve amacının dışına çıkarıldığını gördük. Yürüttüğümüz tartışmalar da sorunun salt liseli gençlik sorunu olduğunu ve bu kesimin öne çıkmasını söyleyen diğer örgütleyici yapıların bu yaklaşımlarını pratiklerine de işlemeleri soruna çok dar yaklaştıklanrının göstergesi oldu. Çıkartılan bildirilerin ve afişlirin Taksim, Beşiktaş ve Kadıköy gibi dersaneler bölgelerinde ağırlık verilerik dağıtılmasının ve işçi, emekçi semtlerinde yaşayanların unutulması tartıştığımız konular arasındaydı. Tartışmalarda önerilen bu bölgelerle birlikte yoksul semtlerde de dağıtılmasını önerdik ve fakat bu önerimiz hem haksız yere tartışıldı hemde önerdiğimiz yerler de bizimle birlikte Mayısta Yaşam Kooparatifi, Anadoluda Yaşam Kooparatifi ve Esenyurt Kolektifi dışında katılım sağlayan olmadı. Bu yaklaşımı sergileyenlere vereceğimiz tek cevap sorunun özünü yanlış yerde aradıkları ve işçi emekçi söylemlerine hiç de uygun düşmeyen davranış olduğudur.  Yeni Dünya Gençliği olarak bir kez dana altını çizerek vurguluyoruz. Bütün eğitimhaneler bilimsel halede getirilse de, bütün liseliler üniversiteli de olsa, bütün yüksek okul mezunları iş de bulsa, bilim insanı da olsa fabrika ve atölyelerde iliklerine kadar sömürülen, aşağılanan, tacize uğrayan, ezilen genç işçiler için bu sorun çözülmediği sürece gerçek bir çözümden bahsedemeyiz. Ve bunun içindir ki sorunun çözümünü öncelikli olarak genç işçilerin örgütlenmesinde aramalıyız.
Mitingi bir bütün olarak değerlendirdiğimizde yaşanan olumsuzlukların yanı sıra olumlu geçtiğini, gençliğin kitlesel eylemleri arasında önemli bir yeri olduğu ve üzerinde tartışılması gereken bir dizi nedenlerle birlikte bileşenlerin daha güçlü ve yaptırıcı eylemler gerçekleştirebileceğini görüyoruz.
Yaşasın genç işçi ve öğrencilerin birlikte örgütlü mücadelesi!
Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber, ya da hiç birimiz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder