Sömürünün en ağır şekliyle yaşandığı çalışma alanlarından biridir tekstil sektörü. Zaten çok uzun olan 10 saatlik çalışma süresinin mesailerle 15-16 saate kadar uzatılması bu mesleğin gerekliliği gibi görülüp, gösteriliyor. Sabahın ilk saatlerinde fabrikanın yolunu tutan işçileri hummalı bir yarış bekliyor. Saatler süren yorucu çalışmanın üstüne ustabaşlarının baskı ve hakaretleri eklendiğinde zaten oldukça zor olan çalışma koşulları çekilmez hale geliyor.
Bu yarışa katılanların büyük bir bölümünü henüz 18 yaşını doldurmamış en asgari eğitim hakkı elinden alınmış genç işçiler oluşturuyor. İşçilerin hiç azımsanmayacak kadar büyük bir çoğunluğu sigortasız ve soysal güvenliği olmadan çalışıyor. Yaşanan sömürüyü en iyi onların sözcükleri anlatır. Onlar gençliklerinin en verimli yıllarını sömürü tezgâhlarında geçirenlerdir. Genç bir tekstil işçisinden çalışma koşullarını bizimle paylaşmasını rica ediyorum oda bizi kırmayıp anlatıyor.
Bu yarışa katılanların büyük bir bölümünü henüz 18 yaşını doldurmamış en asgari eğitim hakkı elinden alınmış genç işçiler oluşturuyor. İşçilerin hiç azımsanmayacak kadar büyük bir çoğunluğu sigortasız ve soysal güvenliği olmadan çalışıyor. Yaşanan sömürüyü en iyi onların sözcükleri anlatır. Onlar gençliklerinin en verimli yıllarını sömürü tezgâhlarında geçirenlerdir. Genç bir tekstil işçisinden çalışma koşullarını bizimle paylaşmasını rica ediyorum oda bizi kırmayıp anlatıyor.
-Kendinizi tanıtır mısınız?
-Adım Esma 23 yaşındayım evliyim.
-Kaş kişilik bir işyerinde çalışıyorsunuz? Kadın ve Erkek çalışanların ortalamaları nedir?
-150 ila 200 kişi arasında işçi çalışıyor, çalışanların hemen hemen yarısı kadın sayılır.
-Kadın işçilere birçok çalışma alanında ayrımcı yaklaşılıyor sizde böyle bir şey yaşıyor musunuz? Kadın olarak çalışmak belirli zorluklar yaratıyor mu?
-Hayır, ben bundan dolayı zorluk yaşamadım ama maaş konusunda erkeklerle kadınlar aynı ücreti almıyor.
-Özellikle tekstil sektöründe çalışanların büyük bir bölümünü gençler ve çocuk işiler oluşturuyor. Sizin çalıştığınız yerde de çocuk işçi çalıştırılıyor mu? Çocuk işçilerde sizinle aynı saatlerde mi paydos ediyorlar?
-Evet yaşları küçük çalışanlar var. Onlarda bizimle aynı saatlerde çalışıyor.
-Sigortasız çalışan var mı? Örneğin bu çocukları kaçak mı çalıştırıyorlar?
-Zaten çalışanların yarıya yakını sigortası olmadan çalışıyor. Yaşları küçük olanlarda sigortasızdır herhalde.
-Kaç yıldır tekstilde çalışıyorsunuz? Sizce bu alanda çalışmanın en büyük zorluğu nedir?
-5 yıldır tekstilde çalışıyorum. Tekstilde çalışmanın en büyük zorluğu çok uzun saatler çalışmak. Normal çalışma süresi zaten 10 saat. Çoğu zaman akşam saat 10-11’e kadar fazla mesai yapıyoruz ve hatta sabahlamaya kaldığımız da oluyor. Cumartesi günleri de çalışıyoruz. Bazen Pazar günleri de zorunlu mesai oluyor, buda bizi çok yoruyor kendimize hiç vakit ayıramıyoruz.
-Fazla mesai ye kalmak istemediğinizde ya da izin almak istediğinizde alabiliyor musunuz?
-Hayır alamıyoruz. Zaten toplantı yaptıklarında iş yerini bizim ekmek parası kazanmamız için açık tuttuklarını, aslında kendilerinin para kazanmadığını, onların bu fedakârlığı karşısında sorun çıkaranlara kapıyı göstereceklerini söylüyorlar.
-Asgari ücret mi alıyorsunuz? Bu kadar fazla mesai karşılığında ne kadar ücret alıyorsunuz?
-Biz kadınlar 500 YTL, erkeklerde 550 YTL alıyorlar. Fazla mesai parası aylık 100 YTL’yi geçmiyor.
-Yapmış olduğunuz mesai karşılığında aldığınız ücret çok düşük neredeyse mesai parası almıyorsunuz buna karşı bir tepki olmuyor mu?
-Aslında bizde biliyoruz ama daha fazlasını vermiyorlar. Vergi iade paramızı, resmi tatil de çalıştığımız halde almamız gereken mesai paramızı alamıyoruz.
Söyleşimiz sırasında söyleşiye katılmak isteyen başka genç bir işçi arkadaş yaşadığı sömürüyü birkaç cümleyle bizimle paylaşmak istediğini belirterek söyleşiye katılıyor.
-Sizde bize yaşadığınız sorunları anlatır mısınız?
-Köyde çobandım şehre geldim koyun oldum. Sabah fabrikaya girip gece geç saatlerde eve dönüyorum. Ustalar sürekli ne yapıp ne yapmayacağımı belirlemeye çalışıyorlar ve ben size soruyorum, “koyundan ne farkımız var”!
- Yapılan bunca haksızlık karşısında bir şey yapmayı düşündünüz mü? Mesela sendikalı olmak için bir girişimde bulundunuz mu?
-Aslında bizde biliyoruz hakkımızın birazını bile alamadığımızı ama ne yapabiliriz ki! Sendika hakkında çok bilgim yok.
-Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
-Biz teşekkür ederiz.
Söyleşi sonrasında genç işçi arkadaşlarla, sendikalı olmanın ne gibi yararlar getireceği ve hak arama mücadelesinde sendikaların yardımcı oldukları üzerine biraz sohbet ettim.
Sendikalı olmanın ne olduğunu bilmeyen bu tekstil işçisi arkadaşlar ve onlar gibi milyonlarcası, sömürü çarkında her gün iliklerine kadar sömürülüyorlar. Bugün coğrafyamızda milyonlarca tekstil işçisi var ve milyonlarcası örgütsüz. Bu denli sömürüyü yaşayan bir genç işçi olarak kurtuluşumuzun tek yolu devrimdedir.
-Adım Esma 23 yaşındayım evliyim.
-Kaş kişilik bir işyerinde çalışıyorsunuz? Kadın ve Erkek çalışanların ortalamaları nedir?
-150 ila 200 kişi arasında işçi çalışıyor, çalışanların hemen hemen yarısı kadın sayılır.
-Kadın işçilere birçok çalışma alanında ayrımcı yaklaşılıyor sizde böyle bir şey yaşıyor musunuz? Kadın olarak çalışmak belirli zorluklar yaratıyor mu?
-Hayır, ben bundan dolayı zorluk yaşamadım ama maaş konusunda erkeklerle kadınlar aynı ücreti almıyor.
-Özellikle tekstil sektöründe çalışanların büyük bir bölümünü gençler ve çocuk işiler oluşturuyor. Sizin çalıştığınız yerde de çocuk işçi çalıştırılıyor mu? Çocuk işçilerde sizinle aynı saatlerde mi paydos ediyorlar?
-Evet yaşları küçük çalışanlar var. Onlarda bizimle aynı saatlerde çalışıyor.
-Sigortasız çalışan var mı? Örneğin bu çocukları kaçak mı çalıştırıyorlar?
-Zaten çalışanların yarıya yakını sigortası olmadan çalışıyor. Yaşları küçük olanlarda sigortasızdır herhalde.
-Kaç yıldır tekstilde çalışıyorsunuz? Sizce bu alanda çalışmanın en büyük zorluğu nedir?
-5 yıldır tekstilde çalışıyorum. Tekstilde çalışmanın en büyük zorluğu çok uzun saatler çalışmak. Normal çalışma süresi zaten 10 saat. Çoğu zaman akşam saat 10-11’e kadar fazla mesai yapıyoruz ve hatta sabahlamaya kaldığımız da oluyor. Cumartesi günleri de çalışıyoruz. Bazen Pazar günleri de zorunlu mesai oluyor, buda bizi çok yoruyor kendimize hiç vakit ayıramıyoruz.
-Fazla mesai ye kalmak istemediğinizde ya da izin almak istediğinizde alabiliyor musunuz?
-Hayır alamıyoruz. Zaten toplantı yaptıklarında iş yerini bizim ekmek parası kazanmamız için açık tuttuklarını, aslında kendilerinin para kazanmadığını, onların bu fedakârlığı karşısında sorun çıkaranlara kapıyı göstereceklerini söylüyorlar.
-Asgari ücret mi alıyorsunuz? Bu kadar fazla mesai karşılığında ne kadar ücret alıyorsunuz?
-Biz kadınlar 500 YTL, erkeklerde 550 YTL alıyorlar. Fazla mesai parası aylık 100 YTL’yi geçmiyor.
-Yapmış olduğunuz mesai karşılığında aldığınız ücret çok düşük neredeyse mesai parası almıyorsunuz buna karşı bir tepki olmuyor mu?
-Aslında bizde biliyoruz ama daha fazlasını vermiyorlar. Vergi iade paramızı, resmi tatil de çalıştığımız halde almamız gereken mesai paramızı alamıyoruz.
Söyleşimiz sırasında söyleşiye katılmak isteyen başka genç bir işçi arkadaş yaşadığı sömürüyü birkaç cümleyle bizimle paylaşmak istediğini belirterek söyleşiye katılıyor.
-Sizde bize yaşadığınız sorunları anlatır mısınız?
-Köyde çobandım şehre geldim koyun oldum. Sabah fabrikaya girip gece geç saatlerde eve dönüyorum. Ustalar sürekli ne yapıp ne yapmayacağımı belirlemeye çalışıyorlar ve ben size soruyorum, “koyundan ne farkımız var”!
- Yapılan bunca haksızlık karşısında bir şey yapmayı düşündünüz mü? Mesela sendikalı olmak için bir girişimde bulundunuz mu?
-Aslında bizde biliyoruz hakkımızın birazını bile alamadığımızı ama ne yapabiliriz ki! Sendika hakkında çok bilgim yok.
-Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
-Biz teşekkür ederiz.
Söyleşi sonrasında genç işçi arkadaşlarla, sendikalı olmanın ne gibi yararlar getireceği ve hak arama mücadelesinde sendikaların yardımcı oldukları üzerine biraz sohbet ettim.
Sendikalı olmanın ne olduğunu bilmeyen bu tekstil işçisi arkadaşlar ve onlar gibi milyonlarcası, sömürü çarkında her gün iliklerine kadar sömürülüyorlar. Bugün coğrafyamızda milyonlarca tekstil işçisi var ve milyonlarcası örgütsüz. Bu denli sömürüyü yaşayan bir genç işçi olarak kurtuluşumuzun tek yolu devrimdedir.
Yeni Dünya Gençliği Okuru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder